TÜKETİCİDE AİDİYET DUYGUSU

Geri dönüp başlangıcı değiştiremezsiniz, ancak bulunduğunuz yerden başlayabilir ve bitişi değiştirebilirsiniz.
C.S. Lewis

Modern çağın iş felsefesi raftaki malzemenin karşı tarafa sunumunun yapılması bu doğrultuda müşteri memnuniyetinin esas alınmasıdır. Rakip firmadan farkımız nediri modern çağ her zaman sorar. Kime sorar, sadece bir şeyler satana mı ? Hayır, aklınıza gelen her türlü hizmete...

Bu mahalledeki market olur. Bu berber olur. Kısacası a dan z' ye aklınız gelen her türlü hizmet olur. Hizmet sektörü acımasızdır, var olan müşterinizi elinizde tutmak için türlü süreçler hazırlamak zorundasınızdır. Çünkü Mahallede artık bir fırın yoktur. Lakin her ne olursa olsun müşteriyle olan ilişkilerde aynalama yöntemi her zaman sizi vazgeçilmez kılar. Aynaya baktığımızda o mağdur olan müşterinin kendimiz olduğuna kanaat getirirsek yol alırız.

Bu yol alma hem bu müşteriyi elde tutmayı sağlayacak, hem de yeni müşterilerin kapısını aralayacaktır. Şayet öyle olur ise güvenini kazandığınız müşteri  her koşulda sizi arar bulur.

Buna müşteri tarafında aidiyet diyoruz. Aidiyet  aid olma hali, aitlik dairlik anlamına gelir. Aidiyet şirketler için  müşteriyi tutku oluşturma anlamında bir süreçtir. Bu sürecin mekanizmalarının en temel esası rakip firma analizi bir tarafa mağduriyeti olan müşterinin kısa zamanda sorununun çözümüdür. Şayet bu sorun çözümü uzar ise kayıplarınız artmaya mahkumdur. Bu mahkumiyet şirketlerin kaderi olmaktan çıkmış mıdır ? Bilinmez ama günlük hayatta aynı hizmeti farklı koşullarda daha iyi imkanlarla almanın peşinde olan tüketici gözünü açmıştır.
Şunu da ilave etmekte yarar vardır. '' Ticaret hayatında internet ortamı nedeniyle sınırlar kalkmış bir ürünü kilometrelerce uzaktan bir tık yöntemi ile saniyeler içerisinde alınmaktadır. Bugünlerde yerli ve mililiğe atıfta bulunduğumuz bu dönemde bizim insanımızın kendi malına, kendi değerlerine sahip çıkması için aidiyat duygusunu nasıl geliştireceğiz ? ''

Tabi ki öncü olmak için önce  yenilik ( inavasyon ), önce kalite, önce güven...

O zaman şairin dediği gibi yol almaya devam ederiz. Sahi  Orhan Veli  ne diyordu :

'' Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
Git gidebildiğin yere...

Enginlerde buluşmak üzere..

Muhsin Ertuğrul Kemikli
Osmangazi -  Bursa


EMEK AŞK İSTER


Bir acayip derde düştüm herkes gider kârına
Bugün buldum bugün yerim, Hak kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu Dünya varına
Rızkımı veren Huda’dır, kula minnet eylemem
Nesimi




İnsanın doğumu ve ölümü sırlarla doludur. Bu sırlı üçlüden biri de rızıktır. Rızık peşinde nasibini arayana ne mutlu!

O bahtiyar insanlardan biri de Sinan Bey ve onun muhteşem emekçi ekibi. Alın teriyle rızık kazanıyorlar. Kimileri kolaylıkla, kimileri zorluklarla rızkına kavuşur; ama unutmayalım ki rızık, sırların en güzellerindendir.

Her ne iş yaparsak yapalım, aşk ile yapalım. Aşk demek işin bereketi, işin muhabbeti, işin helali ve işin ehemmiyetidir. Merhum Neşet Ertaş’ın dediği gibi: “Aşk ile koşan yorulmaz.”

Modern iş hayatında çalışanlardan sıkça duyduğumuz iki kelime vardır: “Yoğun ve yorgunum.” İşte bu “2Y”, çağımızın hâli.
Sinan Usta ve ekibiyle çok sohbet edemedik ama yüzlerindeki tebessümden işlerine duydukları aşkı gördüm. Ben de hizmet sektöründe olduğumdan bilirim ki burada nokta yoktur, hep virgül vardır. Çünkü hizmette virgül, aşkı temsil eder. Müşteriye aşkla bakmazsan, onun taleplerini gönülden karşılamazsan, rekabet ortamında tutunmak zordur.

Evet, ekmek aslanın midesine geçti. Ama hasbi niyet varsa Rabbim nice kolaylıklar ihsan ediyor. Aşk, karlı dağları eritiyor, dumanlı dağları yakınlaştırıyor, kısır döngüleri kırıyor. O aşkı Mimar Sinan’ın eserlerinde, Ulubatlı Hasan’ın dik duruşunda ve iz bırakan nice gönüllerde bulmak mümkündür.

Efendim, hayatınızın her evresi aşk ile dolu olsun.

Muhsin Ertuğrul Kemikli
📞 555 735 86 39
📧 muhsinkemikli@gmail.com






















Makası Sanata Dönüştüren Usta: İbrahim Bayram

Makas, ustanın eline düşünce sıradan bir alet olmaktan çıkar; kimi zaman kumaş keser, kimi zaman demir… Ama bir berberin elinde, makas adeta...