Kuzineli Sobalar: Evin Ateş Evi

Bir sobanın yandığı evde sadece ısı değil, huzur da yayılır…  

Kuzineli soba, sadece bir ısınma aracı değil; ailenin toplandığı, sohbetin döndüğü, çayın fokurdadığı, aşın piştiği, çamaşırın kuruduğu evin kalbiydi.


Doğalgazın, kaloriferin henüz ulaşmadığı dönemlerde, şehirlerde bile her evde soba kurulurdu. Hele ki kuzineli soba varsa, o evde bereket vardı.

Bugün, kadim dostumun kuzineli soba atölyesini ziyaret ettim. Saç kesiminden kalıplamaya, fırın kapağı camından ayak yapımına kadar her aşamasıyla el emeği göz nuru… Gerçekten sabır ve ustalık isteyen bir üretim süreci. Her soba, usta ellerden çıkan bir sanat eseri gibi.

Bu ziyarette geçmişe de yolculuk yaptım… Rahmetli annemin kış telaşı, sobayı parlatması, ilk kıvılcımı dualarla yakması...  Soba yanıyorsa sıcak su hazırdı,  Soba yanıyorsa yemek pişiyordu,  Soba yanıyorsa evde huzur vardı.  Kedimiz tekir bile sobanın kenarında kıvrılıp uyurdu.

Ustalarımıza rahmet ve bereket olsun. Bu topraklarda hâlâ üretim varsa, hâlâ alın teriyle pişen çorba varsa, o sobanın başı her zaman kalabalık olur.

Ne diyelim…

İhtiyaç olan bölgelerde hâlâ kuzineli sobalar kuruluyor; yine sobanın etrafında cem olunuyor.  Kuzineli soba sezonu açılmıştır.Rabbim kimseyi soğukta, darda bırakmasın.  

Ustalarımızın eli var olsun.

Muhsin Ertuğrul Kemikli

📞 T: 555 735 86 39

📧 M: muhsinkemikli@gmail.com



Emekle Yoğrulan Bir Başarı Hikâyesi: Umkar

Anahtar Kelimeler: Umkar, Üretim, Sanayi, Emek, İstihdam

 

“Öylesine iş yapmayı kendine yakıştırma. İnsanlar karşılığını tam vermese de, teşekkür etmese de her işi en iyi şekilde yapmaya çalış. Çünkü işini düşüren, ismini düşürür.”


I Savaş Ş. Barkçin

 

Bugün Umkar’ı ziyaret etmek istedim. İşletme sahibi Kıymetli dostum Mustafa Yücekaya Bey’i aradım; fabrikada ve müsait olduğunu söyledi, ardından konumu paylaştı. 9 dakikalık bir yolculuğun ardından Bursa Çalı yolu üzerinde, 10.000 m²’lik alana kurulmuş bu güzel tesise ulaştım: emek ve üretimin buluştuğu bir merkez.

 

Mustafa Bey, 17 yaşında gurbet yollarına düşmüş, bugün ise 55 yaşında. Fabrikasında 60 kişiye istihdam sağlıyor. Kolay kazancın değil, alın teriyle yoğrulan emeğin peşinde. Her bir çalışanını selamla, tebessümle karşılıyor; üretimin her aşamasını tutkuyla aktarıyor.

 


1998 yılında otomotiv koltuk kılıflı sünger üretimiyle yola çıkan Umkar, bugün koltuk sektörünün ihtiyaç duyduğu her türlü materyali üreten güçlü bir yapıya kavuşmuş durumda.

 

Bu ülkede hâlâ üretmenin, değer katmanın, emekle büyümenin mümkün olduğunu görmek umut verici.Kıymetli misafirperverliği için Mustafa Beye teşekkür eder, çalışmalarında kolaylıklar dilerim.

Yolun açık, üretimin  bereketli olsun Umkar!

 

Muhsin Ertuğrul Kemikli

📞 T: 555 735 86 39

📧 M: muhsinkemikli@gmail.com

Kadim Dostluğun Eşliğinde MKS Marmara Entegre Kimya Sanayi Ziyaretim


“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.”
Şeyh Edebali

Yıllık iznim vesilesiyle bugün dost ziyareti yapmak istedim. Yaklaşık 15 yıldır ailecek görüştüğümüz, Bursa’daki kıymetli dostum Harun İnecikli Bey’i uzun zamandır iş yoğunluğumuz nedeniyle ziyaret edememiştim. Geçen hafta gönlüme düştü, kendisini arayarak “Dostum, seni  iş yerinde ziyaret etmek istiyorum, müsaitsen geleyim” dedim. Bugün de bu güzel ziyareti gerçekleştirdim.

46 yaşındayım. Çalışma hayatımın 21 yılı kamuda, öncesi ise özel sektörde; fabrikadan farklı sektörlere uzanan geniş bir yelpazede geçti. Bu tecrübeler ışığında Harun Bey’in görev yaptığı MKS Marmara Entegre Kimya Sanayi’nin Gemlik Yerleşkesini görmek bana ayrı bir mutluluk verdi.

Güvenlik görevlileri güler yüzle karşıladı, ardından vale aracılığıyla Harun Bey’in bulunduğu ana binaya geçtik. Vale aracının içindeki düzen ve temizlik, fabrikanın tertip ve disiplinini yansıtıyordu. Şoföre de “Ben fabrikayı görmüş oldum aslında” diye ifade ettim.    

Harun Bey beni samimiyetle karşıladı, çay ikram etti. Sohbetimizde işlerden bahsettik, fabrikanın faaliyetleri hakkında kısa bilgiler verdi. Katma değer üreten bir yapıya sahip olduklarını görmek beni fevkalade memnun etti. Bu başarıda emeği geçen herkesten Allah razı olsun.

Ziyaretim öğle saatine denk geldiğinden Harun Bey yemek ikramında bulunmak istedi. Bu nazik ikramı geri çevirmedim. Yemekhaneye geçtiğimizde fabrikanın her ay yöresel yemekler sunduğunu öğrendim. O gün de Aydın mutfağına ait yemekler vardı. Hem bu lezzetleri tatmak hem de yemek sırasında televizyondan Aydın’a dair bilgilerin paylaşılması beni çok mutlu etti.

Fabrikanın “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışını yaşatıyor olması ziyareti benim için daha da anlamlı kıldı. Ayrıca her üç ayda bir yayımlanan Erguvan Kurumsal Dergisinin çalışanlar tarafından hazırlanıyor olması da takdire şayan. “Üretmek için okumak, okumak için üretmek gerekir” sözünü bizzat orada hissettim.

Bu vizyonu ortaya koyan MKS Marmara Fabrika Müdürü Sayın Yüksel Akyüz Bey’e teşekkür ediyorum. Rabbim çalışmalarını bereketlendirsin.

Kıymetli dostum Harun İnecikli Bey’e de misafirperverliği için şükranlarımı sunuyorum.

Saygılarımla,
Muhsin Ertuğrul Kemikli
📞 0555 735 86 39
📧 muhsinkemikli@gmail.com





İş Yerinde İletişimin Artırılması

İnsanları geçimsiz yapan sevgisizliktir.Birbirine düşman eden iletişimsizliktir. Güzellikten yana ne varsa yok eden ilgisizliktir.
Konfüçyus
İnsan sosyal bir varlıktır. İnsanı sosyal varlık yapan en temel unsur iletişimdir. İletişim Türk Dil Kurumu tanımında; ''  Duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılması, bildirişim, haberleşme '' olarak geçmektedir. İletişim sosyal hayatın olmazsa olmazıdır. İş yerimizde bizlerin sosyal hayatının sürdüğü yerlerdir. İletişimi kuvvetli olan çalışanlar için iş yerlerindeki çalışmaları daha zevkli, daha verimli hale gelmektedir. İnsan her ne kadar iletişimi kuvvetli olursa olsun karşı taraftaki iletişim problemi nedeniyle enerjisi negatif bir hal alır. Dolayısıyla iş yerindeki iletişim bağının güçlü olması gerekir.  Uzmanlar iş yerinde verimlilik nasıl yapılır araştırmasını yapmaktadırlar. Burada  üzerine gidilmesi gereken en önemli  konu '' İletişim '' kavramı olmalıdır. İş yerindeki iletişimsizlik süreçlerin tıkanmasına ve kısır döngülere kendini teslim etmektedir. İletişimsizlik yüzünden fotoğrafın tamamına bakıldığında milyon bütçeler bertaraf olmaktadır. Güç denince akla bence iletişim gelmelidir. İletişimi kuvvetli olan kurumlar her zaman önder olmuşlardır. Asker ocağında güzel bir söz vardır.  '' Muhabere olmadan muharebe olmaz '' . Evet iletişim güçtür, iletişim şirketlerin motorudur. İş yerindeki İletişim verimini nasıl artırabiliriz. Farklı bir deyişle İş yerinde İletişimsizliği gidermenin püf noktalarını sıralar isek;

- İş yerinde her personelin kendince bir değer olduğunun farkında olmasının artırılması
- Personele sorumluluk verilmesi
-Personellerle iç iletişimi artırmak için sosyal etkinlikler yapılması ( Sinemaya gitmek, bereber yemek yemek vb. )
-İş yerinin kıymetinin bilinmesi için sahada farklı zorluktaki iş yerlerine ziyaret yapılması
-Personelin ödüllendirilmesi
- İş dışı farklı konularda toplantı yapılması
- Geçmişte yaşanan başarıların zaman zaman hatırlatılması
- Geçmişte yaşanan olumsuz süreçlerin unutulması ( Tecrübe tarafının alınarak unutulması )
- Tecrübeye değer verilmesi
- İletişim konularında personellere zaman zaman eğitim verilmesi
- İş yeri hedefinde personelin yerinin belirginleşmesi
- İstişarelerin takım ruhu ile yapılması

İletişim kanallarının açık olduğu teknolojik bir dönemde geçiyoruz. Lakin her ne kadar teknolojik gelişmeler iletişim kanallarını artırsa bile insanın insan olma hasletinin hiçe sayılması yani kıymet bilinirliğinin ötelenmesi iletişimsizliği artırır. İletişimin püf noktalarında insanın değeri yer almıştır. Değer verilen insanda aidiyat oluşur. Aidiyat iletişimi artırır. İletişim beklenen beklentiyi karşılar.

Bursa Osmangazi









İletişim güçtür, iletişimi etkili kullanabilenler, kendilerinin dünya deneyimlerini ve dünyanın onlar üzerindeki deneyimlerini değiştirebilirler.






Müşteri ilgi Bekler - KANİ AMCA

Yıllar öncesinde Kurumumuzda yapılan bir yarışmaya istinaden  bu yazıyı yazmıştım.  Bu yazı ile ilgili direktörlüğümüzden anı olarak bir hediye takdimi olmuş idi. Konuda adı geçen müşterimiz Kani amaca Hakka yürüdü. Bu vesile ile onu rahmetle yad ediyorum. Bursa delikanlısı bir insan olarak hafızamda, gönlümde dair yer alacaktır. Yazıya geçmeden
Tüm geçmişlerimize bir fatiha okursak müteşekkir olurum.


 Kani amca ile tanışmam işe girmiş olduğum ilk dönemlere dayanır. O dönemler  Headendde (Yayın Merkezi ) bir taraftan yayın kontrolü, bir taraftan  444 0 126 hattından gelen aramalara bakardık. Nöbet sistemi ile çalışırdık , Telekomdan Türksata geçiş süresi hayli stresli olmuştu. Daha sonra yeni ihale süreçleri, uzun mesailer.... İşte o nöbetçi dönemlerinde Kani amca ile tanıştım. Kani amca yalnız yaşayan ama hastalığı sebebi ile elinden televizyon kumandası düşmeyen 70 yaşlarında bir Bursa delikanlısı.... Kani amca sigara mübtelası olduğundan nefes problemi yaşayan baş ucunda devamlı oksijeni olan ve sadece hastane kontrollerinde dışarı çıkabilen bir kişi...



Kani amcanın tek bir arkadaşı var oda Kablo TV. Kablo TV ve iyi bir seyirci. En ufak yayın kesintisinde anlık gitmelerde Kani amca bir telefon kadar yakın.

Muhsin oğlum yayınlar yine gitti. Kani amca arama yaptığında tüm personelin ismi Muhsin beydir.

Muhsin bey yayınlarda cızırtı var, öyle ki yalnız kaldığı dönemlerde problem olmasa bile arar, konuşmak için bir sebep bulur. Bu yakınlığın temel kaynağı tabii ki sorumluluk duygusu, bütün illerdeki arkadaşların hepsinin ayrı ayrı Kani amcaları vardır hiç şüphesiz....

Kani amca torunları için internet almaya karar verir ve telefonla tekrar bana ulaşır. Modem kampanyası detayları hakkında gerekli bilgilendirme yaptıktan sonra ( sistemimizin meziyetleri hahkında gerekli bilgilendirme detayaları ile yapıldıktan sonra  ) abonelik yapılır. Kani amcanın doğum günü 1 Şubatttır, her doğum gününde ararım ve doğum gününü tebrik ederim. Kani amca ile hiç yüz yüze gelmedim nasip olmadı. Aradığında yenilikler ilgili bilgi veririm. Ofisimiz eğer yoğun değilse  telefonunun hoparlörünü açar o amcamızıın acı acı çıkan sesini arkadaşlara duyururum.

Kani amca söyleyeceğin bir şeyler var mı arkadaşlar seni duyuyor dediğimde lanet sigarayı bıraksınlar eğer içiyorlarsa bıraksınlar öff öfff...

Kani amcanın oğlu biraz yaramaz olduğu için 2 ay önce beni aradı Muhsin bey taahhüdüm ne zaman bitiyor, ben interneti kapatacağım bunlar canımı çok sıkıyor dedi...

Kani amcanın  sayfasını inceledim ve notunu aldım, 25 kasımda bitecek dedim, ben sizi arar bilgi veririm hatırlatırım diye ekledim. Artık hatırlatmalar var akşam yediğimiz yemeği unuturuz ama Kani amcanın talebini unutmayız. Ogün geldi Kani amcayı aradım, efendim taahhüdünüz doldu kapatmak istiyormusunuz uydunetinizi bilgilendirme için aradım, beni bilgilendiriniz demiştiniz diye ilave ettim. .
Kani amca yine her zamanki gibi bursa delikanlısı olarak öff öff kalsın oğlum kalsın seni bırakalım da nereye gidelim dedi.Kani amcalara sahip çıkarsak ALLAH' ın izni ile durmayız yola devam ederiz.

Muhsin Ertuğrul Kemikli


TAKIM ÇALIŞMASI ( 1+1 = 1)

Bir araya gelmek bir başlangıçtır. Beraberliği sürdürmek ilerlemektir. Beraber çalışmak ise başarıdır.
Henry Ford

Bir hedef uğruna bir araya gelen kişilerin oluşturduğu topluluğa Takım denir.  İşletmelerin başarılarını zirveye taşıyan ana unsur iyi bir ekibin faaliyet yapmasıdır.
Takım ruhunda en önemli etken tabi ki de takımı oluşturan nitelikli bireylerdir. Tarkosy’ nin  nitelikle ilgili "Bir damla, bir damla daha iki damla etmez, daha büyük damla olur"  sözü burada  niteliğin ekip ruhunun önemini vurgulamaktadır. 
Daha sonrasında Takımı bir araya getiren unsur kurumun belirlediği hedef ana faktördür. İşletmenin Misyon ve Vizyonuna ilişkin hedefler uğruna yapılan çalışmaların temelinde takımın çalışmasının varlığı yer alır. Bu ana faktörün yardımcı unsurları;  takıma ruh katan bir lider olmazsa olmaz bir detaydır.
Takımın kaptanı liderdir. Lider takımın başarısından sorumludur. Liderin yön vermesi,  bireysel isteklendirme yanında takımın hepsine yön vermesi oluşan ortak hedefler noktasında hem ekip içerisinde iletişim sürekliliğini sağlamış olacak hem de iş akışının önünü açacaktır.
Lider  takım ruhunu diri tutmak durumundadır. Takıma maddi ve manevi desteklemesi liderin temel görevidir.  Takım ruhunu öldürecek olan adaletsizliğe, egoya, güvensizlik ortamına imkan verilmemeli, suistimallerin önü kapatılmalıdır.   Bireysel yapılan mobingler takım ruhunu bozmaktadır. Nasıl ki evdeki bir hasta evin huzurunu bozuyorsa iş yerindeki bu huzursuzlukta takımı dolaylı veya dolaysız etkilemektedir. Somurtkan bir arkadaşın karşısında nasıl aşk ile çalışılabilir ki ? Bu bağlamda Takım her zaman diri tutulmalı ve şeffaf olunmalıdır. Kalıplaşan toplantılardan uzak tutulmalı ve en önemlisi de gerçekleşmeyen vaatlere fırsat verilmemelidir.
Takımın ruhunu bozacak bu hasletlerde takım liderinin yetersizliği göz ardı edilmemelidir. En nihayetinde yetersiz görülen lider bayrağı başkasına devretmelidir.  Şüphesiz ki mezarlıklar vazgeçilemez insanlarla doludur. Liyakati ihmal etmeden yetkinliği olmayan liderin yerine bir başkası getirilmelidir.

Her zaman lider konumunda olan kişi ecdadın ‘’ İnsanı yaşat ki devlet yaşasın ‘’ düsturunu unutmamalıdır. Yeri geldiğinde kızılcık şerbetini içmeli, yeri geldiğinde de o şerbeti içmek isteyenlere de fırsat vermelidir. Buradaki en önemli unsur dengedir.  Terazinin her iki kefesinde de adalet faktörü her zaman baş tacı olmalıdır.
Adaletin olmadığı yerde hiçbir sistem doğru temeller üzerine çalışmaz. Yeterli kazanımlar elde edilmez. Bunu kuran işletmeler her zaman öncü olmuştur. Adalet gömleğini giyen takım ruhu her dem başarılardan başarıya koşmuştur.

Takım olmak ortak bir hedeften bahsetmek, beraber olmak adına bazen kendinden fedakârlık etmek ve birbirine çok yakışmaktır” Takım olabilmek kolay değildir. Güç paylaşılırsa, her üyeye saygı duyulursa, herkes aktif katılırsa, birbirlerine inanır ve güvenirlerse, ön yargısız ve açık fikirli olunursa, kişiler değil fikirler eleştirilirse, farklılıklar normal ve gerekli karşılanırsa ancak takım olunabilir”

Muhsin Ertuğrul Kemikli

📞 T: 555 735 86 39

📧 M: muhsinkemikli@gmail.com



PAZARTESİ SENDROM MU ?

Merhabalar; Uzun süredir ''  Pazartesi Sendrom mu ? '' yazısını yazmayı düşünüyordum. Ara sıra sosyal medya aracılığı ile bugünün sendrom olmadığına dair yazılarım olmuştu, sanırım hep bu yazıların sonuna virgül bıraktığımızdan yine gündemimizden düşmedi. İnşallah bu yazımızla Pazartesi Sendrom mu , değil mi ? karmaşasına noktayı bırakacağız.


Pekala Sendrom nedir ? Sendrom bir tıp terimidir. Türk Dil Kaynaklarına baktığımızda sendromu direkt olarak türkçeleştirmişiz. Tanım olarak ise Sendrom ; '' Özel bir bozukluğu belirleyen, bir arada görülen ve tanıyı kolaylaştıran bulgu ve belirtilerin tümüne denir. ''


Evet gelelim konumuzun başlığının en önemli parçası olan Pazartesi gününe... Neden Pazartesi sendromu denilmektedir. Hafta sonu tatili sonrası iş başı olduğu için mi ? Yaşam döngüsü için çalışmak şart değil mi ? Bu yazıyı yazmadan bir kaç inceleme yaptım; Pazartesi sendromunu beş adımda atlatabilirsiniz , Pazartesi sendromu kalbi tetikliyor mu ? gibi Pazartesiyi bize öcü yapan yazıları okudum, açıkçası da üzüldüm. Hatta Pazartesi günü sendroma inanmış bir esnafın işletmesini açmadığını üzülerek öğrendim. İlgili haberin linki şuracıkta : '' http://www.memurhaber.com/pazartesi-sendromu-yasamamak-icin-dukkani-acmiyor-1716076h.htm ''

Halbuki Pazartesi günü ile ilgili nice müjdeler vardır. Niyetler halis olduğunda nice karlı dağlar aşılmaz mı ? Yedi düvel üstümüze saldırırken bizim  Pazartesi sendromunun altına sığınarak tembellik yapma lüksümüz yoktur, olamaz...

Dinimizde Pazartesi gününün önemli bir yeri vardır. İbn-i Abbas’tan -radıyallahu anh- şöyle rivâyet edilmiştir: “Hazret-i Peygamber, pazartesi günü doğdu, pazartesi günü Peygamber oldu, pazartesi Mekke’den Medîne’ye hicret etti, pazartesi günü Medîne’ye vardı, pazartesi günü vefât etti. Pazartesi günü (Kâbe’de hakemlik yaparak) Hacer-i Esved’i yerine koydu. Pazartesi günü Bedir zaferini kazandı. Pazartesi günü «Bugün size dîninizi tamamladım.» (el-Mâide, 3) âyeti nâzil oldu.” (Ahmed, I, 277; Heysemî, I, 196)

Resulü (sas), "Pazartesi yolculuk ve ticaret günüdür." "Ey Allah'ın Resulü, bu nasıl olur?" dediler. Buna cevaben "Çünkü o gün Şuayb Aleyhisselam, ticaret yapmak ve rızık kazanmak için yolculuk yapmıştır." buyurdu. (İbn Mace) 

 Pazartesi, bizim için işe koyularak sünnete uymanın sevabını ve hayrını ummanın bir anı olamaz mı?Evet bu bilgilendirmeler sonrası diyebiliriz ki ; Pazartesi günün aydınlığı gibi haftanın ilk günüdür. Pazartesi başlangıçtır, umuttur, yeniliktir.  Ataletten kurtulup hafta sonu attığımız yorgunlukların verdiği enerji ile haftaya zinde başlamanın günüdür.  Zorlukların mücadelenin başlangıç günüdür.
Verimli bir hafta için Pazartesinin de iyi geçmesi gerekmektedir. Pazartesi başlayıp bitirmenin yarısıdır. 

Merhum Cahit Zarifoğlu' nun  Pazartesinin kutsalına atıfta bulunan güzel bir sözü ile yazımızı noktalayalım. Zarifoğlu '' Pazartesi sendromu sosyete şımarıklığıdır. Ekmeğinin peşinde olanlar için Pazartesi Besmeledir. 
 Pazartesi Sendrom mu dosyasını hayır Pazartesi sendrom değildir diyerek artık kapatalım. Ne dersiniz ? 

Muhsin Ertuğrul Kemikli 
Osmangazi Bursa 




Kuzineli Sobalar: Evin Ateş Evi

Bir sobanın yandığı evde sadece ısı değil, huzur da yayılır…   Kuzineli soba, sadece bir ısınma aracı değil; ailenin toplandığı, sohbetin dö...